4 Nisan 2014 Cuma

MATEMATİK ZOR!

  

Öğrenci Gözü İle”MATEMATİK NEDEN ZORDUR”

   Matematik dersi genellikle bu dersi öğrenen kişilerin derse olan önyargılarından dolayı zor gelmektedir. Çünkü ders öncesindeki matematik için yapılan yorumlar bizim matematiğe olan sevgimizi değerlendirmeye yol açar. Öncelikle yapılan yargıların gerçekliğine ve getirisine bakmalıyız. Eğer yargılarda bir zorluk söz konusuysa ders içi performansımız düşer,  fakat ders hakkında ya da o günkü işlenecek konu hakkında yapılan olumlu yani kolay diye söylentisi olan konularda anlama ve ilgimiz daha çok artacaktır. Aslında matematiğin sevilmesin ya da sevilmemesinin bir çok nedeni vardır. Ben burada bazılarından bahsedeceğim. Anlamamamızın nedenlerinden biride örneğin bir lise öğrencisiysek ilk okulda temelimizin ve soru çözme yeteneğinin bize çok sağlam verilmemesidir. Eğer biz matematiğe olan sevgimizi ilk okul yıllarında sağlam bir şekilde almış olsaydık belki de daha iyi bir geleceğimiz ve de daha sağlam bir alt yapımız olurdu. Öğrenemememizin tek nedeni tabiî ki de bir tek bu neden değildir.
 
   Daha bir çok nedenleri vardır elbette. Başka bir örnekte çocuğun utangaç ve sessiz bir yapısının olmasıdır. Burada demek istediğim ise çocuk, öğretmenin anlattığı konuyu eğer anlayamadı ise öğretmenine sormaya utanır/çekinir. Çünkü çocuk eleştirilmekten korkar zaten sessiz bir yapısı vardır ve eğer cesaret edip sorduysa ve de eleştiri aldıysa o çocuk bir daha sormaya çekinir. Çünkü yine eleştirileceğinden korkar. Ve çocuk böylece  kendinde bir eksiklik arar ve o anda öğrenme zorlaşır, matematiğe yabancılaşmaya başlar. Bir insana bazı şeylerin zor gelmesi doğaldır aslında. Böyle böyle önyargılarında etkisiyle matematiğe olan sevgide yavaş yavaş ortadan kalmış olur. Bir diğer etkende teselli etmedir. Teselli girişiminin yanında ikna etmede matematiğe olan ilginin düşme nedenidir. Burada çocuğun aslında kolay olan bir yargının çocuğa zor gelmesinin söylenildiğinde çocuk kendinde bir sorunun olduğunu düşünür ve böylece kendine de yabancılaşma sürecine girmiş olur.
Çocuğun öğrenmesini kolaylaştırmak için yapılan bir diğer bir yanlış çözümde çocuğa konu hakkında soru yöneltmek olur. Bu durumda zaten çocuğun konuyu anlamamış olması ve de bilmediği konu hakkında soru alması sırasında çocuğun iki ayağı bir pabuca sokulmuş olur ve aksi bir tepki alınmış olunur. Bu durumda çocuk sorduğu soruya pişmanlık duymuş olacak ki bu da kötü bir sonuç doğurmuş olur. Ayrıca matematiğin kolay bir ders olduğu kanaatindeki bir öğretmenin çocukları cesaretlendirmek değil kendini tatmin etmekten öteye geçmez. Ve bu önermeyle matematik hakkında zorluk çeken birey eksiklenmeye devam eder… Matematiğin zor olması tabii ki değişmez bir yargı değildir. Elbet çözümlenebilir üstesinden gelmek olasıdır. Bunun için matematiği öven sözler yerine bireyin seviyesi göz önünde bulundurularak anlatılması bireyin konu hakkındaki düşüncelerini tekrar göz önünden geçirmeye sevk eder.
   Bir başka düşüncede küçük yaşta tanışmaya başladığımız matematik dersinin o yaşların seviyesine uygun anlaşılır bir biçimde olması bireyin düşüncelerini olumlu etkileyebilir ve birey derse katılarak hem aktif bir birey oluşmuş olur hem de matematik hakkında pratiği olmuş olur. Atalarımızın da demiş olduğu gibi ağaç yaşken eğilir sözünden yola çıkarak matematik küçük yaşlardan temelini alacağından temelimizin iyi olması gerekmektedir.
   Bir diğer yargıda öğretmendir. Burada bireye bilgi verecek kişinin yani öğretmenin kapsamlı bir öğretme stratejisinin olması gerekmektedir. Yani öğretmenin sınıfa ayak uydurması gerekmektedir. Eğer sınıfın seviyesi diğer sınıfın seviyesinden düşük ise bu sınıfa sorunun olduğu yeri kavratarak yeni konuya öyle geçilmelidir, eğer önemsenmiyorsa orada bir sorun var demektir ve matematik bir zincir gibidir eğer temelden bir bilgin yoksa ilerde öğreneceğimiz kavramlar daha da çok kafamızı karıştıracaktır…
   Başka bir hususta arkadaş çevresidir. Bu hususta birey eğer matematiği anlayan, seven derse ilgili arkadaşlarla çalışırsa ve onların nasıl anladığını ve taktiklerini paylaşırlarsa ve birey arkadaşına rahatça soru sorabileceğinden sınıfta soru sormaya sıkıldığı kadar sıkılmazsa bireyin  matematik hakkındaki görüşleri değişir ve bu değişim olumlu yönde olur ve bu da bireyin matematiği sevmesine yardımcı olur.
   Şimdi bunları boşverelim aşağıdaki resimlerle , karikatürlerle , öğrencilerin matematiğe olan bakış açılarıyla biraz eğlenip asıl amacımız olan rasyonel sayılara konumuza geçelim :))

ÖĞRENCİ VE MATEMATİK :)

  • Öğrenciyi altın sınıfa koymuşlar ille de teneffüs demiş.
  • Bana hocanı söyle sana kaç alacağını söyleyeyim.
  • Görünen kopya kılavuz istemez
  • Bu günün dersini yarına bırakmaz
  • İyi dost sınavda belli olur.
  • Ömür biter ödev bitmez.
  • Zayıf geliyorum demez.
  • Yazılıdan kaçan sözlüye tutulur.
  • Notlar öğrenciyi vezir de eder rezil de.
  • Kılıç kuşananın, not çalışanın.
  • Kopya gelecek yerden kola esirgenmez.
  • Havuç ye! Gözlerin kopya görsün.
  • Not piş karneme düş.
  • Kışın maç hoş, yazın karne boş.
  • Ayağını sırana, elini kopyana öre uzat.
  • Karneni babana göre düzelt.
  • Kopyanın mumu sözlüye kadar yanar.
  • Sözlü icat oldu, mertlik bozuldu.
  • Beni geçiren hoca bin yaşasın.
  • Yanlış hesap matematik hocasından döner.
  • Kopya çeken öğrenci pas tutmaz.
  • Sakla kopyayı gelir çekme zamanı.
  • Tembel, çalışkan oluncaya kadar hoca emekli olur.
  • Beraberlikten iyi not doğar.

ÖĞRENCİLER

ÖĞRENCİLERİN HALLERİ :)




 

BAHATTİN

BAHATTİNE GÖRE MATEMATİKTE KESİRLER :)


VİDEO İZLEMEK İSTEYENLERE RASYONEL SAYILAR KONU ANLATIMI


FARK ETMEZ